|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
Efsane futbolcularımız
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
| |
EŞFAK AYKAÇ
Süleman Tekil anlatıyor :
Eşfak Aykaç'ı ilk kez 1936'da yabancı bir takıma karşı Galatasaray'da sağ haf olarak seyrettim. Küçücük çelimsiz bir çocuktu.Ama o gün bir maç çıkardı hayretten dona kaldım. Vücut çalımları ile hasmı geçişi bir yana, top hakimiyeti, o mıknatıslı ayakları ile topa hükmedişi, ara pasları ve ani şutları beni hayran etti.
Sonra yıllarca aynı takımda oynarken onun daha gelişmiş halini gördükçe futbol nosyonunun Allah vergisi olduğuna hükmettim. Diyebilirim ki kafası bu kadar futbola yatkın, kafasında bu kadar futbol zekası fışkıran bir insana daha rastlamadım.
Eşfak futboldan iyi anladığını sadece oynadığı zamanlarda değil
bir Milli takımın tüm sorumluluğunu üzerine alarak ve tek seçici olarak kanıtlamıştır. Hem de çiçeği burnunda bir Dünya Şampiyonu olan Macaristan'ı 3-1 yenerek.
Hazırladığı Milli Takımlar başarıdan başarıya koşarken, terazinin kefesi daima Eşfak'ın ağırlığını göstermiştir. Nasıl göstermesinki, aynı oyunculardan kurulu bir milli takım, bir başka yetkilinin elinde aynı başarılı grafiği çizememiştir.
Eşfak olsun, Haşim olsun, Bülent olsun, bu üç güzide futbolcu da maalesef milli formayı giyme şerefine ulaşamamışlardır. Yok olan birşeye ulaşılamayacağı için tabii...Ancak Eşfak o şerefli formayı "Tek seçici" olarak sırtına geçirmiştir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|